Sandıma Köyünü Yeniden Düşünmek
16 Ağu 2019
2019 Bodrum Taş Atölyesi, 16-25 Ağustos tarihleri arasında mimarlık öğrencilerine açık olarak düzenlenmiştir. Atölyenin teması “Sandıma Köyü’nü Yeniden Düşünmek” olup, kadim uygarlıklardan gelen geleneksel mimarlık bilgisinin incelenmesi hedeflenmiştir. Proje çalışmaları Sandıma Köyü'nde gerçekleştirilmiş ve yerel malzemeyle yapılmış çağdaş yapı örneklerine geziler düzenlenmiştir. Atölye programı, konuk hocaların sunumları ve belgesel gösterimleri ile desteklenmiştir.
Katılımcılar: Berceste Sanem İl, Beril Deren Şimşek, Duygu Kısacık, Hacer Nur Türkmen, Hilal Mete, Meltem Zeybek, Nazeli Ayfer Sayra Kurtoğlu
Yürütücüler: Mimar Ahmet İğdirligil, Birgül Topkaya, Burcu Deveci, Furkan Köse, Sena Kımız, Özüm Dülgeroğlu
2019 Bodrum Taş Atölyesi, 16-25 Ağustos tarihleri arasında, mimarlık öğrencilerinin başvurularına açık olarak düzenlenmiştir. Ulusal açık çağrı ile yapılan atölyenin teması, “Sandıma Köyü’nü Yeniden Düşünmek” olarak belirlendi. Bu atölye kapsamında kökleri kadim uygarlıklara uzanan, binlerce yıldır nesilden nesile aktarılan, gelenekten gelen mimarlık bilgisinin irledenmesi hedeflendi. Atölye temasını oluşturan ve proje üretimlerinin gerçekleşeceği Sandıma Köyü’nün yanısıra, yerel malzemeyle yapılmış çağdaş yapı örneklerinden; Ahmet İğdirligil Evi, Bodrum Houses, Ada Otel, Demir Tatil Köyü, Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, ve George F. Bass Evi, Mindos Kapısı ve Mimarlık Kitaplığı ziyaret edildi. Konuk hocaların sunumları ve belgesel gösterimleri ile de atölye programı desteklenmiştir.
Sandıma için Methiye ve Mersiye
Duygu Kısacık, Hacer Nur Tükmen, Nazeli Sayra Kurtoğlu
600 yıllık Sandıma Köyü harabe olmuş bir dokuya sahiptir. Daha ilk bakışta Sandıma'daki bu yok oluşun önemi göze çarpar ve bizi düşünmeye iter. Günümüz Sandıma'sını var eden bu harabe doku, bizlere iki şey anlatır. Bunlardan ilki; Sandıma yok olmuştur ve güzelliği bu yok oluşta yatmaktadır. Yok olup 'ölen' Sandıma, rant kaygılarıyla 'canlandırılmamalıdır'. Bunun yerine Sandıma olduğu gibi bırakılacaktır. Ölü olarak kalan Sandıma için bir mersiye düzenlenecektir. Sandıma içinden geçen yollar, müzenin mersiye yollarıdır ve yok oluş için birer ağıt niteliğindedir. Ziyaretçiler mersiye yolunda kendi bakış açılarıyla ilerler ve yok olmuş Sandıma ile yüzleşir. Sandıma'nın bizlere anlattığı ikinci konu da, yok olup giderken bıraktığı, günümüz Sandıma'sının taşıdığı izler ve bu izlerdeki taşanmışlıklardır. Yaşanmışlıkları görmek, bizi Sandıma üzerine düşünmeye, onu anlamaya davet eder. Buradan yola çıkarak mersiye yolları ziyaretçileri, Sandıma için birer methiye niteliğindeki, anlatılmak istenen övgüyü ve bakış açısını vurgulayan tasarım noktalarına ulaştırır. Her bir tasarım, Sandıma üzerine bir bakış açısı, bir deneyim sunar. Tasarım bu alt metinden yola çıkarak, Sandıma'ya Methiye ve Mersiye olarak şekillenmiştir.
Methiye üç kısımdan oluşmaktadır; Köprü İzleme Noktası ve Sahne.
Köprü, Sandıma'da okunan harabe olma hali ve yaşanmışlık izleri gibi bir ikiliğin sembolüdür. Aynı zamanda Sandıma'ya ve karşı köyün manzarasına panoromik bir bakış açısı sunar. Ayrıca bir geçiş elemanı olan köprü ilk anlamının ötesine giderek oturma, Sandıma'yı izleme, düşünme mekanı tarifler.
İzleme noktası, Sandıma için yerel ve önemli bir malzeme olan sabırlık bitkisinin Sandıma'nın topografyayla uyumlu halinden öğrenerek bir kayanın etrafını sarmasıyla Sandıma'ya doğru bir bakış açısı sunar.
Sahne, eski Sandıma'da köylülerin birlikte inşa ettiği okul yapısının hemen yanında ve okul döneminde amfi olarak kullanılan kayalığın üzerinde, dönemin ve yaşanmışlıkların sembolü olarak tasarlanmıştır. Bu kayalık oturma elemanı olup Sandıma'da gerçekleşebilecek etkinliklerin, buluşma ve karşılaşmaların mekanı olan son methiye noktasıdır.
Methiye: Bir kimseyi veya bir şeyi övmek için yazılmış şiir.
Mersiye: Ölen bir kişiye ağıt.
Sandıma'da Yolculuk
Berceste Sanem İl, Beril Deren Şimşek, Meltem Zeybek
Sandıma’da yaşayan halkın, yıllar önce ekonomik nedenlerle Yalıkavak’a taşınmasından sonra, Sandıma kaderine terk edilmiştir. Geçen yıllar Sandıma’yı yıpratsada henüz yok edememiştir. Tamamen yerel malzemeler (taş, ahşap, kargı, toprak) kulanılarak inşa edilmiş yapıların malzemeleri şimdi doğa tarafından geri alınmaktadır. Bu nedenle yapıların birçoğu harabeye dönmüş, ancak musandıralı evlerden birkaçı ile meydandaki cami, köy konağı ve çeşme ayakta kalmıştır.
Bu projede “Sandıma’yı Düşünmek” başlığı altında, harabeye dönmüş yapılar ile hâlâ ayakta olan yapılardan yola çıkarak, Sandıma’nın mevcut durumu ve geleceğiyle ilgili neler yapılabileceği fikrini sorguladık. Bu süreçte çektiğimiz fotoğraflar bize oldukça yol gösterici oldu, çünkü fotoğraflara tekrar tekrar bakarken fark ettik ki, Sandıma zaten halihazırda bir açık hava müzesi. Önemli olan onu görüp onun bize sunduklarını okuyabilmek, var olmak ile yok olmak arasında geçen süreci kavrayabilmek. Bu düşünceyi Sandıma’ya gelecek diğer ziyaretçilerle de paylaşabilmek için onların görmesi gereken önemli yapıları ve detayları kapsayan bir gözlem rotası belirledik. Bu rotanın başlangıcına da daha köye girmeden, köy ile ilgili bize birçok ipucu veren ve tamamen Sandıma’nın sunduklarıyla (malzeme, detay, taşıdığı semboller ve anlamları) oluşan bir anıt yapı tasarladık.
Sandıma'nın Tepki Noktası
Hilal Mete
Proje alanının belirlenmesinde Sandıma’nın köy meydanında bulunan camii, geçmişte köyün en yoğun kullanılan sosyal bölgesi olarak projenin temel amacı için en uygun yer olarak görülmüş olup, oluşturulacak olan tepki noktasının kamusal alanlarda uygulanması yaraılmak istenen tepki noktasını en iyi vurgulayan yerdir. Kaybolan köylerdeki sosyal alanlara vurgu yapmak isteyen proje; Sandıma’nın terk edilmesi ve yok olmasının önlenemez bir gerçek olduğunu kabul ederek, yeniliğin yaşam için gerekli olduğunu savunur.Proje Sandıma’nın geçmişte kalmayı bırakarak yeni bir yaşam işleyişine açık olmasını vurgular.
Projenin oluşması sandımanın temeline inmek ile başlıyor diyebiliriz. Araziyi gezerken hissedilen ilk şey burada süregelen yok oluş olmuş ve dolayısıyla bu yok oluşun sebepleri üzerinde durulmuştur. Sandıma’nın günümüzde var olmamasının nedeni kaynakların ve imkanların elverişsizliği olmuş, bu yetersizliğin köyde yaşayan insanların yakın çevredeki yerlere taşınması yani bir bakıma köyü terk etmesi ile sonuçlanmıştır.
Sandıma’da olan bir diğer bir onemli nokta ise yapılarda kullanılan malzemenin doğa ile olan yakından ilgisidir. Çevresi ile barışık olup yeniden kullanıma açık olması taşın birçok kez kullanılan farklı dinler, düşünceler ,yerler için de olsa zaman ile adapte edilip yeniden kullanılmasına yol açmıştır. Tüm bunlar Sandıma’nın günümüzde devam edebilmesi yani var olmasının tek başına mümkün olmadığını, ihtiyacı olanın günümüzle ile bir bağlantı olduğu gerçeğine itiyor bizi.
Sergi yolunda bulunan toplanma alanı genel bir toplanma merkeziolup, ufak sunumların da yapılabileceği bir izleme alanı oluşturmaktadır.Sergi duvarı malzeme olarak Sandıma’ya contrast bir malzeme olan metal paneller kullanılmıştır. Bu contrast ile vurgulanmak istenen, projeni temel fikri yani Sandıma’ya günümüzden parça katmak ile canlandırmak olmuştur.